11 Mayıs 2012 Cuma

Değişim- Franz Kafka




                     Dünya Klasiklerinden olan kitabımız çok hoşuma gitti. Başlamadan sıkacağını düşünmüştüm ama bir günde bitirdim. Zaten incecik bir kitap. Bir klasik olmasına rağmen kitap çok iyi çevrilmiş. Cümleler insanı hiç yormuyor.

                      Kitabımızın kahramanı Gregor Samsa bir sabah uyandığından bir böceğe dönüşür. İlk başlar da bu durumdan fazla etkilenmese de zamanla kendini iyice yalnız hisseder ve ailesine karşı yabancılaştığının farkına varır. Kimlik bunalımı yaşamaya başlar. Ailesi tarafından bir odaya kapatılır. Bir tek kız kardeşi onunla ilgilenir. Yemeğini verir, odasını temizler. Fakat bir gün o da bu duruma dayanamaz hale gelir...

10 Mayıs 2012 Perşembe

Kayıp Gül- Serdar Özkan





                     Herkesin hayatıyla ilgili bir şeyler bulabileceğini düşünüyorum bu kitapta. İki günde okuduğum, bana çok şeyler kattığını düşündüğüm bir hikayesi var. Çevremdeki çoğu kişinin tavsiyesiyle okudum, çok sarmadı, vaaaavvvv demedim ama güzeldi işte. :)

                     Diana çok başarılı bir hukuk öğrencisi. Aslında içinde bir yerlerde hep yazar olmayı istemiş. Ama şöhrete ve paraya çok düşkün olduğu için hukuk tercih etmiş. Annesinin ölümünden sonra her şey bir anda onun için değişiyor. Babasının aslında ölmediğini ve bir ikiz kardeşinin olduğunu öğreniyor. Annesinin son istediği ise ikiz kardeşini bulması oluyor. Elindeki birkaç mektupla ikiz kardeşini aramaya başlayan Diana çok değişik şeyler yaşıyor. Kardeşini ararken tanıştığı Zeynep Hanım sayesinde kendisini daha iyi tanıyor. İç dünyasıyla yüzleşiyor. Geri kalan güllerin ve düşlerin dünyasıyla ilgili her şeyi de öğrenmek size kalmış. :)
               
                   'Simyacı, Küçük Prens ve Martı'yı sevenlerin mutlaka okumaları gereken bir kitap.'

8 Mayıs 2012 Salı

İncir Kuşları- Sinan Akyüz






                  Yarım saat önce bitirdim bu kitabı. Çok etkilendim, çok üzüldüm. Neden böyle acımasızca olaylar yaşanıyor bu dünyada? Sinan Akyüz iyi ki böyle bir konuya değinmiş. Kitap tamamen gerçeklere dayanıyor!

                  Suada'nın son derece saf, güzel aşkıyla başlıyoruz kitaba. Bosnalı, Müslüman güzeller güzeli bir kız Suada. Konservatuar'da başarılı bir öğrenci. Tarık'la da orada tanışıyor. Tarık'ın aşkına karşılık veren Suada ona aşık başka bir arkadaşını reddeder. Ve yıllar sonra reddettiği Sırp gencinin eline esir olarak düşer. Herşey o andan itibaren başlıyor sanki kitapta... Her gün daha ağır işkenceler çeken Suada yaşama sevincini gitgide kaybediyor...

                   Kitap Suada ve ailesi dışında birçok Bosnalı insanın, savaş sırasında Sırplardan çektiği acıları anlatıyor. Özellikle yüzlerce kadın soy değişimi için tecavüze maruz kalıyor. Okudukça Sırplardan daha fazla nefret edeceksiniz. Kesinlikle kitaplığınızda bulunması gereken, konusuyla bambaşka bir kitap... Hele ki son sayfalarında gözyaşlarınıza engel olamayacağınıza eminim...

                  'Beklenen yağmur en sonunda yağar ama savaştan geriye kalan her şeyi yağan yağmurun temizlemesi mümkün müdür acaba? Savaşlarda onca yaşananlar insanoğlunun en karanlık ve en vahşi taraflarına ait öykülerse, makineli tüfekler ve top mermileri art arda patlayıp etrafa ölüm saçıyorsa,tecavüz mağduru zavallı kadınlar nefret çocuklarını dünyaya getiriyorsa... Ne yazık savaştan geriye kalan bu pislikleri temizlemeye göğü yararak bardaktan boşalırcasına yağan yağmurun dahi gücü yetmez...'

1 Mayıs 2012 Salı

Kapak Kızı- Ayfer Tunç





                Ve bugün bitirdiğim kitabım... Ayfer Tunç ilk defa okuyorum ve hayran kaldım. Öyle ilginç bir yazarmış ki... Bundan sonra devamı olan Yeşil Peri Gecesi'ni okuyacağım. Çok beğendim dilini, kitabın konusunu.. Öyle değişik,farklı bir hikaye.

                Kapak Kızı; üç farklı karakterin bir kişi etrafındaki düşüncelerini yazıyor. Bu üç kişi bir tren vagonunda karşılıyor bizi. Üçü de geçmişte yaşadıkları iç hesaplaşmalarıyla, korkaklıklarıyla yüzleşiyorlar. Ve bu yüzleşme tabi ki Şebnem sayesinde oluyor...

               'O, yavaşça odaya girerdi. Uyuduğumu sanırdı. Usulca alnımı okşar, öper, giderdi. Hırsımı ondan çıkardığım, güzel yüzünü kan içinde bıraktığım gecelerin sabahında bile. Ama bir sabah yine gelmesini, alnımı okşamasını, usulca öpmesini beklerken, çıt diye kapandı kapı. Beni öpmeden gitti. O zaman her şeyin bittiğini anladım. Ateş söndü.'

                Kim daha çıplak?

Erkek Dedikodusu- French Oje, T.B.




             Ayyyyy şuan bile hatırladıkça gülüyorum. Böyle komik, böyle dedikoducu, böyle güzel, böyle böyle böyleee.... :) Kahkaha ata ata okuduğum çok eğlenceli bir kitaptı. Kafa dağıtıcı, asla bitmesini istemeyeceğiniz, okudukça okumak isteyeceğiniz bir hikaye... 

             Pera ve Derin ortak arkadaşlarının düğününde bekarlar masasına düşerler. O gece başlayan arkadaşlıkları git gide ilerler. Geçmiş sevgililerinde yaşadıkları ve o geceden sonrakiler... Okumaktan mutluluk duyacağınız harika bir kitap.

           'Dedikodu için en az iki kişi gerekir, ve de bolca malzeme...'

Senden Başka Yok- Marian Keyes




                   Çok severek okuduğum, kitabın sonlarına doğru hiç tahmin edemeyeceğim olayların olduğu bir hikaye. Zaten ben böyle anlatımları seviyorum. Bir anda hiç tahmin etmediğiniz, yok artık dedirten türden şeyler. Öyle gizemli bir konusu var ki en küçük bir şey bile anlatmak istemiyorum. :) Kesin okumalısınız diyorum. Çok güzel çok çok çoookkk. :)

                  Anna her yerde Aidan'ı arar. New York'a dönmek istemesinin de sebebi budur. Fakat sanki Aidan  onunla tekrar temasa geçmekten kaçınıyor gibi... Gerisi size kalmış okuyun tatlım :)

                 'New York'a geri dönüp onu bulmak zorundaydım. Orada olmama ihtimali de vardı ama şansımı denemek zorundaydım. Çünkü tek bir şeyden emindim: Burada değildi.'