11 Ağustos 2012 Cumartesi

Kumral Ada Mavi Tuna - Buket Uzuner


                   
                 
               Galiba uzun süre etkisinden çıkamayacağım... O kapaktaki converseler var ya; işte onlar herşeyi anlatıyor. Adanın da, Tunanın da söküp atamadıkları bütün acıları...

               Ada ve Tuna çocukluk arkadaşıdır ve tanıştıkları günden beri birbirlerinden değerli kimseleri olmamıştır. Yıllarca hissettikleri dostluk mu desem, kardeşlik mi yoksa aşk mı... Çok yüce dillenemeyecek bir şey bu! Tunanın o tatlılığı, Adaya verdiği değer öyle güzel ki... Yazar öyle içten anlatmış ki etkisinden çıkmak mümkün değil. Ve Aras... Beni bitiren karakter!!! Kitabın tamamını sanki o kötü olayın etkisi altında okudum.  Benim için en önemli üç karakter. Bence gerisi boş.

              Tunanın yaşadığı iç savaş, farklı bakış açıları sunuyor bize ve farklı insanlar. Ödeşmesi gereken dostları, ailesi, karısı ve KUMRAL ADA...

              Belki çok karmaşık cümleler kurdum ama içimde inanın o kadar karmaşık. Diyorum ya bu hikayenin etkisi uzun süre üstümde kalacak benim.

             Kitabı okumayanlar için açık açık anlatamıyorum hikayeyi. Çünkü en küçük bir olayı bile anlatsam sanki bütün hikaye çözülecek gibi. Buket Uzuner gerçekten ustalıkla yazmış bu kitabı. Kesinlikle okuyun diyorum...

           
            'Ölüm hayat enerjisinin bitmesi demektir. Radyonun fişini çekerseniz, müzik biter. İşte ölüm tıpkı böyledir. Bir gün, bir yerde fiş çekilir ve doğduğunuzda bağlanan enerji cereyanı kesilir. Hayat bitmiştir!'

4 Ağustos 2012 Cumartesi

Kürk Mantolu Madonna - Sabahattin Ali



                  Sıra yıllar önce okuduğum ve hala aklımdan çıkmayan çok kıymetli bir kitapta. Ne kötü ki kitabımız anca şimdilerde çok satanlar bölümünde yerini alabildi. Oysaki böyle önemli yazarlarımızın kitaplarının kıymetini bilmeliyiz diye düşünüyorum. 


                  Geçen sene sevgili sevgilime kitabı okuması için verdiğimde, kaybetmesinden dolayı resmimiz internet üzerinden yayınlanmaktadır. :) Neyse gelelim kitabımızın konusuna...


                  Babasının ısrarı üzerine kısa bir süreliğine Almanya'ya giden Raif Efendi, orada çalışmaktan çok günlerini şehri gezmekle geçirmektedir. Bu gezilerinden birinde, bir müzede rastladığı kürk mantolu madonna tablosuna hayran kalır. Daha sonra o tablodaki kadınla bir şekilde yolları kesişir ve hayatındaki en mutlu günlerini yaşar. Fakat Raif Efendinin yaşadığı bu mükemmel aşk çok uzun sürmeyecektir.


                  Kitabın bitmesini asla istemeyeceksiniz. Yazarın o mükemmel diliyle anlattığı sayfaların ne ara bittiğini anlamayacaksınız. Kesinlikle okunması gereken bir yazar ve kitap...


                 şimdi aramızda noksan olan şeyin ne olduğunu biliyorum." dedi. "bu eksiklik sana değil, bana ait...bende inanmak noksanmış... beni bu kadar çok sevdiğine bir türlü inanmadığım için sana aşık olmadığı zannediyormuşum... bunu şimdi anlıyorum. demek ki, insanlar benden inanmak kabiliyetini almışlar.... ama şimdi inanıyorum... sen beni inandırdın. seni seviyorum. deli gibi değil, gayet aklı başında olarak seviyorum... seni istiyorum...içimde müthiş bir arzu var... bir iyi olsam!"